MAL REJİMİ DAVALARI BÖLÜM 1: DÖNÜŞTÜRME DAVASI


Türk Medeni Kanunu’nda eşler için birden fazla mal rejimi seçeneği sunulmuştur. Bunlar; edinilmiş mallara katılma rejimi (yasal mal rejimi), mal ayrılığı rejimi (olağanüstü mal rejimi), paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ve mal ortaklığı rejimidir. Eşler mutlaka kanunda gösterilen bu dört mal rejiminden birine tabi olmak zorundadır. Eğer kendileri bu dört rejimden birini mal rejimi sözleşmesi ile seçmezlerse; kanun karşısında “yasal mal rejimi” olarak adlandırılan edinilmiş mallara katılma rejimini seçmiş sayılacaklardır.[1]
Eşler arasındaki yasal mal rejiminin, paylaşmalı mal rejiminin veya mal ortaklığı rejiminin, eşlerden birinin istemi veya hâkim kararı ile “mal ayrılığı rejimine” dönüşmesi/dönüştürülmesi “Dönüştürme Davası” ile olmaktadır.

GENEL OLARAK

Dönüştürme Davası, Türk Medeni Kanunu’nun 206. maddesinde “Haklı bir sebep varsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere, eşler, aralarında hangi mal rejimi geçerli olursa olsun haklı bir nedenin varlığı halinde aralarındaki mevcut mal rejiminin, mal ayrılığı rejimine dönüşmesini talep edebileceklerdir.
Dönüştürme Davası, eşler tarafından açılmışsa “eşlerin dönüştürme davası”, alacaklılar tarafından açılmışsa “alacaklının dönüştürme davası” ismini almaktadır. Bu yazımızda eşler tarafından açılan dönüştürme davası incelenecektir.

KOŞULLARI

Eşler arasında mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülebilmesi,
  • Eşler arasında çekişmenin bulunmasına,
  • Eşlerden birinin talebinin bulunmasına ve
  • Haklı bir sebebin varlığına, bağlıdır.

Eşler arasında çekişme bulunmalıdır.

Eşler arasında bir çekişme yoksa, taraflar her zaman yeni bir mal rejimi sözleşmesi yaparak mevcut mal rejiminden önceki mal rejimini veya yeni bir mal rejimini kabul edebilirler.
Çekişme, bir eşin mevcut mal rejiminde kalmak isterken diğer eşin malları ayırmak istemesi veya bir eş malları ayırmak isterken diğer eşin yasal mal rejimine dönmeyi istemesi şeklinde olabilir. Önemli olan bu hususta eşlerin anlaşamaması, uyuşmazlığı hakimin çözmesini talep etmeleridir.

Eşlerden birinin istemi bulunmalıdır. 

Dönüştürme istemi ancak eşlerden birinin veya bazı durumlarda yasal temsilcisinin usulüne uygun açacağı dava veya karşı dava ile ileri sürülebilir.
TMK’nın 206. maddesinde özellikle “kusur” şartına yer verilmemiştir. Böylece istem sahibi eşin kusurlu olup olmaması herhangi bir önem taşımamaktadır. Malvarlığı borca batık olan, ortaklıktaki payı haczedilmiş olan, malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten eş dahi dönüştürme davasını açabilmektedir.
Yine eşlerden birinin dönüştürme davası açabilmesi veya karşı dava ile talep edebilmesi için taraflar arasında bir boşanma davasının bulunması da gerekmemektedir.[2]

Haklı sebep bulunmalıdır.

Dönüştürme davasının kabul edilebilmesi için davacı eş haklı sebebin varlığını ispat etmelidir.
Haklı sebepler, Kanunda örneklendirilmiştir. Buna göre özellikle,
  • Diğer eşe ait malvarlığının borca batık olması
  • Diğer eşin ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,
  • Diğer eşin, menfaatleri tehlikeye düşürmesi,
  • Diğer eşin, gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,
  • Diğer eşin, istemde bulunan eşe bilgi vermekten kaçınması,
Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması, gibi durumların varlığı halinde hâkim, dönüştürme davasını kural olarak kabul etmek zorundadır. 
Önemle belirtilmelidir ki haklı sebeplerin varlığı halinde dahi hâkim, hakkaniyet ve tarafların çıkarları gereği dönüştürme davasını kabul etmeyebilmektedir. Burada önemli husus davacının ileri sürdüğü haklı neden ile somut uyuşmazlığın ve tarafların durumun kıyaslanmasıdır.
Dönüştürme davasının açılabilmesi için kanunda örneklendirme yolu ile sayılan haklı sebepleri ayrıca incelemekte yarar vardır.

HAKLI SEBEPLER

1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık olması

Malvarlığının aktifi, pasifini karşılamıyorsa o eş borca batık sayılır.
Eşin borca batık olması durumu, mal ortaklığı rejiminde ayrıca değerlendirilir. Buna göre, mal ortaklığı rejiminde her eş bütün borçlardan kendi kişisel malvarlığı ve ortaklık mallarının değerinin yarısı kadarıyla sorumlu olduğundan, kişisel borçları kişisel malvarlığı ve ortaklık mallarının yarısının değerinin toplamını aştığında eş, borca batık kabul edilir.
Eşin borca batık olması, dönüştürme davasının kabulü için haklı sebeptir.

2. Diğer eşin ortaklıktaki payının haczedilmiş olması

Bu sebep sadece dört mal rejiminden biri olan mal ortaklığı rejiminde söz konusudur.
Diğer eşin ortaklıktaki payının haczedilmiş olması halinde hâkim, payı haczedilen eşin ya da diğer eşin istemi üzerine mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.

3. Eşin, diğer eşin veya ortaklığın menfaatleri tehlikeye düşürmüş olması

Diğer eşin, istemde bulunanın menfaatlerini tehlikeye düşürmesi durumunda hakim, ayrıca TMK’nın 199. maddesinin f hükmüne göre ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak diğer eşin rızası ile yapılabileceğine de karar verebilir.
Bu halde eğer tasarruf yetkisinin sınırlanması yeterli olacaksa, dönüştürme davasının kabulüne gerek kalmamaktadır.[3]
Yeterli olmaması veya somut olayın özelliğine göre, diğer eşin, eşler arasındaki malvarlığı ortaklığını tehlikeye düşürmesi durumu, dönüştürme davası için haklı neden olarak kabul edilir.
Yargıtay uygulamaları doğrultusunda[4], ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmeye örnek olarak;
  • Eşe danışmadan ekonomik kararlar almak,
  • Eşin bilgisi dışında alım satımda bulunmak,
  • Eşine harcamalar hakkında bilgi vermemek,
  • Eş hakkında ceza ve tazminat davası açılması, 
  • Eşin ortak hesaptaki parayı habersiz çekmesi,
  • Tarafların uzun süreden beri ayrı yaşamaları, gibi durumlar gösterilebilir.
Eşin menfaatlerini tehlikeye düşürecek davranışlar aynı zamanda ortaklığın menfaatlerini de tehlikeye düşüreceğinden,
  • Eşin aşırı borçlanması,
  • Haciz gelmesine sebep olmak,
  • Kumar oynamak,
  • Borçlarını ödememek,
  • Cebinden habersiz para çalmak,
  • Çalışmamak/çalıştırmamak, gibi durumlar da haklı sebep teşkil eder.
Önemle belirtmek gerekir ki eşlerin fiilen ayrı yaşıyor olmaları, tek başına mal ayrılığı rejimine geçilmesine karar verilmesi için yeterli değildir. [5]

4. Diğer eşin, gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi  

Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi halinde hakim, eşlerden birinin istemi üzerine mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.[6]
TMK’nın 263.maddesine göre eşler, olağan yönetim dışında kalan konularda, ancak birlikte veya biri diğerinin rızasını almak suretiyle ortaklığı yükümlülük altına sokabilir, borçlandırabilir, mallarda tasarrufta bulunabilir.
Örneğin eş, diğerinin rızası olmaksızın ortaklık mallarını kullanarak kendi meslek veya sanatını icra edebilirken, diğer eşin rızası olmaksızın ortaklık mallarına girecek olan bir mirası reddedemez, tereke borca batıksa da mirası kabul edemez.
Diğer eşin rızasının arandığı ya da eşlerin birlikte rıza göstermesi gereken durumlar önemlidir zira rızanın bulunmadığını bilmeyen veya bilecek durumda olmayan üçüncü kişiler için rıza var kabul edilir.
İşte bu sebeple eşin, mal ortaklığı rejiminde, ortaklık malları üzerinde bir tasarruf işlemi yapılması için gereken rızasını haklı neden göstermeksizin esirgemesi, dönüştürme davası için haklı bir nedendir.

5. Diğer eşin istemde bulunan eşe bilgi vermekten kaçınması

Her ne kadar bilgi verme yükümlülüğü, Türk Medeni Kanunu içerisinde yer almasa da, aynı kanunun 216. maddesi gereği eşlerden her biri, diğerinden mallarının envanterinin resmi senetle yapılmasını isteyebilir.[7]
Eşe bilgi vermekten kaçınma, malvarlığı, gelir, borçlar ve ortaklık malları hakkında olabilir.
TMK’nın m.223/f hükmüne göre her ne kadar eşler kişisel malları ile edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma, tasarrufta bulunma hakkına sahip olsa da istemde bulunulması halinde eşin, borçları hakkında bilgi vermesi gerekir.

6.  Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması

Diğer eşin, sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olduğunun sağlık raporu ile ispat edilebilmesi, dönüştürme davasının kabul edilebilmesi için haklı bir sebeptir. Nitekim bu durumda bulunan bir eşin, mal rejimine katkısı olduğu düşünülemez.
Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması halinde dönüştürme ancak diğer eşin ya da ayırt etme gücünden yoksun olarak eşin yasal temsilcinin istemi ile mümkündür. Bu halde Aile mahkemesinin kendiliğinden mevcut mal rejimini mal ayrılığıa dönüştürmesi mümkün değildir.
Her iki eşin de ayırt etme gücünden yoksun olması halinde, eşlerden birinin yasal temsilcisinin de dönüştürme davasını açabilir.
Ancak bu halde vesayet makamınca dönüştürme davasının açılabilmesi için izin verilmesi gerekir.

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Eşlerin dönüştürme davasında Aile Mahkemesi yetkilidir. Yetkili mahkeme ise eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir.

SONUÇ

Eşlerin dönüştürme davası, mahkemece re’sen delil toplamayı gerektiren bir dava değildir. Dolayısıyla çekişmesiz yargı işi olup, basit yargılama usulünün uygulanması gerekir.[8]
Bu nedenle eşler, dilekçeleri ile birlikte tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmeli, ellerinde bulunan tüm delil ve başka yerden getirilecek belgeler için bilgileri belirtmelidir.
Eşlerin dönüştürme davası sonucunda, mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi halinde, o ana kadar tabi oldukları mal rejimi, DÖNÜŞTÜRME DAVASININ AÇILDIĞI TARİHTEN geçerli olmak üzere sona erer.
Önceki mal rejiminin tasfiyesine ise eşlerin o ana kadar tabi oldukları mal rejiminin tasfiyeye ilişkin hükümleri uygulanmaktadır.
Mal paylaşımı davaları hakkında detaylı bilgi almak için bizimle buradan iletişime geçebilirsiniz.

Sağlıklı günler dileriz. 

 #ankara avukat    #boşanma avukatı    #aile hukuku     #mal rejimleri    #hukuki danışmanlık


[1] Emekli Hakim Mustafa Şimşek, Uygulamada Mal Rejimi Davaları, Türkiye Barolar Birliği Dergisi
[2] Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 20571/15992, 24.11.2016
[3] Ömer Uğur Gençcan, Mal Rejimleri Hukuku, Yetkin Yayınları, 2021, s.153
[4]Yargıtay 8. HD., 14.07.2019, 2363-3909, Yargıtay 8. HD., 26.05.2009, 1347-2613, Yargıtay 8. HD., 15.06.2009, 1354-3118
[5] Yargıtay 2. HD., 10.11.2008, 14777-14766
[6] Yargıtay 8. HD., 15.09.2009, 1623-4189
[7] Ömer Uğur Gençcan, Mal Rejimleri Hukuku, Yetkin Yayınları, 2021, s.155
[8] Ömer Uğur Gençcan, Mal Rejimleri Hukuku, Yetkin Yayınları, 2021, s.164