Eşlerin Aile Konutu Üzerindeki Tasarruf Yetkisi 


Aile konutu eşlerin yaşamlarını geçirdikleri, acı, tatlı anıları olan, kişilik haklarını etkileyen özel bir alandır. [1] Aile konutu ile ilgili olarak bir eşin tek başına hukuki işlem yapması, diğer eşin yararlarını zedeler. [2] Bu nedenle mevzuatımızda aile konutuna özel bir yer verilmiş ve çeşitli düzenlemelere gidilmiştir.  

Aile Konutunun Devredilmesi Veya Konut Üzerindeki Hakların Sınırlandırılması


Türk Medeni Kanunu 194. maddesi ile eşlerden birinin, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceği, aile konutunu devredemeyeceği veya aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandıramayacağı düzenlemiştir. 

İlgili düzenleme, Kanunun yürürlüğe girdiği 01.01.2002’den önce edinilmiş aile konutları için de geçerlidir. 

Aile konutu, eşlerin kiralayarak kullandıkları bir yer ise söz konusu kira sözleşmesi haliyle konutta oturan diğer eşi de yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle aile konutu ile ilgili kira sözleşmesi, diğer eşin açık rızası olmadıkça feshedilemez. Burada rızanın açık, anlaşılır ve tereddüde yer vermeyecek şekilde olması önemlidir.

Tabii kira sözleşmesinin kiralayan tarafından haklı nedenlerle feshi gibi hükümler saklıdır. 

Eğer eşlerden yalnız biri aile konutunu kiralamış ise kiracı olarak görünmeyen diğer eş kiralayana yapacağı bir bildirim ile sözleşmenin tarafı haline gelebilir. Pek tabii bu halde sözleşmenin tarafı haline gelen eş de diğer eş ile birlikte müteselsilen sorumlu hale gelir. 

Eşlerden her biri, aile konutunun mülkiyeti kendisine ait olsa hatta aile konutu kendi kişisel mal olsa dahi bu konutu diğer eşin açık rızası olmadıkça başkalarına devredemez, konut hakkında satış, bağış, ölünceye kadar bakma akdi gibi akitler yapamaz. 

Tapuya “Aile Konutu” Şerhi Düşülmesi

Medeni Kanun’a göre aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini Tapu Müdürlüğünden isteyebilir.
Yetkili Tapu Müdürlüğü, aile konutunun bulunduğu yerdeki Tapu Müdürlüğüdür.

Tapuya aile konutu şerhinin düşülmesi ile aile konutundan doğan haklar artık herkese karşı ileri sürülebilir hale gelir. 

Yargıtay kararlarına ışığında [3] aile konutu şerhi ile, malik eşle işlem yapan kişinin iyiniyetli olması halinde eğer taşınmaz üzerinde “aile konutu şerhi” bulunmuyor ise iyiniyetli kişinin kazanımı korunur.
Eğer taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi var ise ve diğer eşin rızası alınmamışsa üçüncü kişi iyiniyetli olsa dahi hukuki işlem geçersizdir. 

Medeni Kanunun uyarınca yalnızca evli çiftler aile konutu şerhi koydurabilir. İmam nikâhlı eş, nişanlı vs. konumunda olanların aile konutu şerhi koydurma yetkisi yoktur.

Aile konutu şerhi için gerekli belgeler: mahalle muhtarından alınacak aile konutu belgesi ve evlilik cüzdanıdır. Şerh koydurma işlemini yapabilmek için öncelikle söz konusu konutun bulunduğu mahalle muhtarına gidilmelidir. Muhtardan alınan belge ve evlilik cüzdanı ile tapuya gidilir ve Tapu Sicil Müdürü’ne yapılacak başvuru ile Aile Konutu şerhi konulabilir. 

Aile konutu şerhinin koyulabilmesi için diğer eşin rızası aranmaz. Yani eşlerden herhangi biri önce muhtara ardından Tapu dairesine giderek bu şerhi kendiliğinden koydurabilir. Aile konutu şerhi konulduktan sonra diğer eş tek başına bu şerhi kaldıramaz.

Haklı Neden Olmaksızın Kendisine Yetki Verilmeyen Eş Ne Yapabilir? 

Aile konutu şerhinin amacı aile birliğini korumak ve ortak menfaati sağlamaktır. Eşlerin keyfi uygulamaları ile bu durumun kötüye kullanılması sonucu ortaya çıkabilir. Kanun koyucu da bu ihtimalin önüne geçebilmek için bir düzenlemeye gitmiştir.

Aile konutu şerhi koyulduktan sonra diğer eş konut üzerinde bir işlem yapmak isterse kural olarak şerh koyduran eşin rızasını almak zorundadır. Eğer eş bu durumuza rıza göstermez ise işlem yapmak isteyen taraf uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilir.

Örneğin eşlerden birinin yalnız yurt dışında tedavisi mümkün bir hastalığı nüksetmiştir, aile konutları dışında da çiftin herhangi bir malvarlığı yoktur. Söz konusu bu haklı gerekçeye rağmen hasta olan eş konutun satılması yönünde açık rıza vermiyor olabilir. Bu halde diğer eş hakimin müdahelesini isteyebilir. [4]

Hâkim rızanın verilmesi ile ilgili delilleri toplar,  eşlerin ortak menfaatini göz önüne alarak ya rızanın verilmiş sayılmasına ya da talebin reddine karar verir. 


Eşlerin Aile Konutu ve Ev Eşyaları Üzerindeki Alım Hakkı

Eşlerden birinin ölümü halinde, sağ kalan eşin o ana kadarki yaşantısını koruyabilmek amacıyla ve miras hissesine mahsuben ölen eşiyle birlikte yaşadıkları konut üzerine kendisine kullanma
ya da oturma hakkı tanınmasını isteme hakkı vardır. 

Sağ kalan eşin aynı zamanda kanunda aranan şartların varlığı halinde kendisine konutun mülkiyet hakkının ya da ev eşyaları üzerinde mülkiyet hakkının tanınmasını isteme hakkı da vardır.


Detaylı bilgi ve hukuki yardım için Ankara'da Aile Hukuku alanında çalışmalar yapan avukatımız ile buradan iletişime geçebilirsiniz.

Sağlıklı günler dileriz. 

#ankara avukat    #boşanma avukatı   #aile hukuku   #hukuki danışmanlık

[1] Ali İhsan ÖZUĞUR, Velayet-Vesayet-Soybağı ve Evlat Edinme Hukuku, Seçkin Yayıncılık, 2002
[2] Araş. Gör. Ömer BAĞCI, Aile Konutu Üzerinde Tasarruf
[3] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/2-591 E. 2006/624 K. 4.10.2006 T.
[4] Ali İhsan ÖZUĞUR, Velayet-Vesayet-Soybağı ve Evlat Edinme Hukuku, Seçkin Yayıncılık, 2002