ECZACILARIN TAZMİNAT SORUMLULUĞU 


Eczacılık, ilacın üretiminden hastaya ulaştırılmasına kadar her aşamada faaliyette bulunan bir meslektir. Bu faaliyetler esnasında kişiler çeşitli şekillerde zarar görebilmektedir.

Gerek hastaların zarara uğramaları halinde hangi haklara sahip olduğunu öğrenmelerine, gerekse eczacıların hukuki sorumluluklarının bilincinde olarak faaliyette bulunmalarına katkı sağlayabilmek adına bu yazımızda eczacıların tazminat sorumluluğu incelenecektir. 


ECZACILIK FAALİYETİ


6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 1. maddesinde eczacılık; “eczane, eczane deposu, eczane dolabı, galenik, tıbbi ve ispençiyari mezat ve müstahzarat laboratuvarı veya imalathanesi gibi müesseseler açmak ve işletmek veya tıbbi ispençiyari müstahzarat ihzar veya imal etmek veyahut bu kabil resmi veya hususi müesseselerde mesul müdürlük yapmaktadır.” şeklinde tanımlanmıştır. 

Eczacı ise ilacı yapan, toplayan, sentezleyen ve seri üretim olmayacak şekilde üreten, pazarlayan, ilaç ve ilaç bilgisi sunan kişidir.[1] Halka ilaç satışı reçeteli veya reçetesiz olarak ancak eczanelerde yapılabilmektedir. 


KİMLER ECZACI OLABİLİR? 


6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 2. maddesine göre eczacı olabilmek için,

  1. Türk Vatandaşı olmak, 
  2. Türkiye eczacı mektep veya fakültelerinden diplomalı olmak veya yabancı ülkelerdeki fakültelerden diplomalı olup yeterlilik almak,
  3. Diplomaların Sağlık ve Sosyal Yardım Vekaletince tescil edilmiş olması,
  4. Aynı Kanun’un 4. maddesinde yazılı hallerden birinin bulunmaması, gerekmektedir. 
Aynı Kanun’un 4. maddesindeki eczacılık faaliyetine engel niteliğinde kabul edilen haller ise:

  • Kasten işlenen bir suçtan dolayı 5 yıl veya daha fazla süreyle ya da devletin güvenliğine karşı suçlardan,
  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan,
  • Zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından hapis cezasına mahkum olmak,
  • Başka memleketlerde sanatın icrasından menedilmiş olup bu muamelenin haklı olduğu İcra Vekilleri Heyetince kabul edilmiş olmak,
  • Sanatını yapmasına mani iyileşmez bir hastalığı bulunmak,
  • Sanatını yapmasına mani olacak derecede iki göz rüyetten mahrum olmak olarak sayılmıştır.

ECZACININ TAZMİNAT SORUMLULUĞU HANGİ HALLERDE DOĞAR?


Eczacıların tazminat sorumluluğunu gerektiren haller:

  1. Reçetede yazandan farklı ilaç verilmesi,
  2. Aydınlatma yükümlülüğünün ihlali,
  3. İlaç tavsiyesinden doğan zararlar,
  4. Sır saklama yükümlülüğünün ihlali,
  5. Bozuk ilaç verilmesi, 
  6. Reçeteyle verilmesi gereken ilacın reçetesiz verilmesi,
  7. İhmal edilen ilaçtan doğan sorumluluk,
  8. Sahte ilaçtan doğan sorumluluk, olarak sayılabilir.


1. ECZACININ REÇETEDE YAZANDAN FARKLI İLAÇ VERMESİ HALİNDE TAZMİNAT SORUMLULUĞU


Eczacının en önemli yükümlülüklerinden biri hekimin yazdığı reçeteye uygun ilaç vermektedir. 

Reçetece yazılandan farklı bir ilacın verilmesi, reçetede yazılana muadil olmayan, hastanın hastalığını iyileştirmeye yönelik bir özelliği bulunmayan bir ilacın verilmesini ifade eder.[1]
 
Eczacının reçetede yazandan farklı bir ilaç vermesi sonucunda tazminat sorumluluğunun doğabilmesi için zararın meydana gelmesi gereklidir. Buradaki zarar, 

  • Hastanın hiç iyileşememesi, 
  • İyileşme sürecinin uzaması, 
  • Verilen ilacın sağlığını bozucu etki göstermesi veya 
  • Yeni bir tedavinin gerekmesi gibi haller olabilir. 
Eczacının reçetede yazandan başka bir ilaç vermesi kasıt veya ihmali sonucu olmalıdır. Hastanın bilgisizliğinden yararlanmak suretiyle reçetede yazan ilaç elinde olmadığı için onun yerine başka ilacın verilmesi, kazanç elde etmek amacıyla reçetede yazan ilaçtan daha ucuz ilacın verilmesi, kasıtla hareket etmeye örnektir. 

Eczacının ihmalen yanlış ilaç vermesi ise kasta nispeten daha sık görülen bir durumdur. 

  • Eczacının emin olmadığı halde tahminen bir ilacı vermiş olması,
  • Dikkatsizlik sonucu ilaç ambalajının karıştırılması,
  • Etken maddenin aynı olduğu düşüncesiyle başka bir ilaç verilmesi gibi durumlar ihmale örnektir.
Hastalar, eczacının yanlış ilaç vermesinden bir zarara uğramaları halinde maddi ve manevi tazminat davası açabilmektedir.


Eczacının reçetede yazılandan farklı ilaç vermesinden doğan sorumluluğu, kural olarak Borçlar Kanunu'da yerini bulan sözleşmeden doğan sorumluluktur.
 
Eczacı, yanında çalışanların kasten veya bilgisizlik, tecrübesizlik, dikkatsizlik sonucu verecekleri yanlış ilaçtan doğan zararlardan da TBK m.116 gereğince yardımcı kişinin fiillerinden sorumluluk esasına göre sorumlu olur. 

Örneğin Yargıtay bir kararında[2], reçeteye aykırı olarak Parol yerine Alprajin isimli ilacın verilmesini reçeteye aykırı ilaç vermek suçu olarak kabul etmiştir. Başka bir kararında [3] da yanlış ilaç verilmesinden hasta zarar görmüşse bunu Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen yaralama suçu olarak kabul etmiştir.  


2. ECZACININ AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ İHLAL ETMESİ HALİNDE TAZMİNAT SORUMLULUĞU


Eczacının reçeteli veya reçetesiz verdiği tüm ilaçlar bakımından aydınlatma yükümlülüğü vardır. [4]

Aydınlatma yükümlülüğü, hastanın verilen ilacın kullanımı, süresi, dozajı, etkileri ve yan etkileri hakkında bilgilendirilmesidir. Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesiyle hasta geleceği ile ilgili karar verme, tedaviyi uygulama veya devam ettirme hususlarında serbest iradeye sahip olur.

Önemle belirtmek gerekir doktorun hastayı ilaç hususunda aydınlatmış olması eczacının veya eczacının yanında çalışanların aydınlatma yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır.[5]

Eczacının aydınlatma yükümlülüğünden sorumluluğu, ilacı vermesini konu edinen satış sözleşmesinden doğan bir sözleşme sorumluluğudur. 

Hasta ayırt etme gücüne sahipse bizzat, küçükse yasal temsilcisi aydınlatılmalıdır. 

İlacın güçlü bir etkiye sahip olması, hastanın hamile veya çocuk olması gibi durumlarda aydınlatma yükümlülüğü genişlemektedir. Özellikle reçetesiz satılan ilaçlarda eczacının aydınlatma yükümlülüğü artmaktadır.[6] Hastanın hekim, eczacı, sağlık personeli olması gibi durumlarda ise eczacının aydınlatma yükümlülüğün kapsamı daralabilmektedir. 


3. İLAÇ TAVSİYESİNDEN DOĞAN ZARARLARDAN SORUMLUK


Eczacının doktora gitmemiş bir kimsenin talebi üzerine veya talep olmaksızın kendiliğinden ilaç tavsiye etmesi tek başına sorumluluk doğurmamaktadır. Tavsiye edilen ilacın hastanın hastalığıyla ilgisi olmaması ve kullanım sonucunda hastanın sağlınını bozulması halinde sorumluluk doğmaktadır. 


4. SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ İHLALDEN DOĞAN SORUMLULUK


Eczacılar bakımından sır saklama yükümlülüğünü öngören özel düzenleme 1968 tarihli Türk Eczacıları Deontoloji Tüzüğü’nün 4. maddesidir. Maddeye göre eczacı, meslek ve sanatının icrası sırasında öğrendiği sırları, kanuni zorunluluk olmadıkça ifşa edemezler. Mesleki toplantı veya yayınlarda hastanın kimliğini açıklayamazlar.

Eczacının saklaması gereken sır niteliğindeki bilgilerin kapsamı geniştir. Özellikle başkalarının öğrenmesi halinde hastanın maddi veya manevi zarara uğrayacağı, ayıplanacağı, dışlanacağı ya da hastanın psikolojik olarak kendini kötü hissedeceği bilgiler sır olarak kabul edilmektedir. 

Eczacının sır saklama yükümlülüğü, sözleşmeden doğan yan yükümlülüklerdendir. 

Sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranıştan dolayı hastalar tazminat talep edebilmektedir.

Eczacı diğer yükümlülüklerde olduğu gibi sır saklama yükümlülüğünde de yanında çalıştırdığı kimselerden TBK m.116 gereğince sorumludur.


SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ HANGİ HALLERDE ORTADAN KALKAR? 


Bazı hallerde eczacının öğrendiği bilgilerin aktarılmasına veya yayılmasına rağmen bu davranış hukuka uygun hale gelebilmektedir. Bu haller,


a)Bildirim yükümlülüğü,
b)Zaruret hali,
c)Hastanın rızası ve
d)Haklı sebepler,
olarak sayılabilir. 

5. BOZUK İLAÇ VERİLMESİNDEN DOĞAN SORUMLULUK 


Eczacının en önemli yükümlülüklerinden biri eczanesindeki ilacı iyi korumak, ilaçların ışık, ısı, nem gibi dış etkilerden uzak bir yerde saklamak, tedavi edici vasfını azaltıcı veya saflığını bozucu etkilerden uzakta tutmaktır.[7]

6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 22. maddesi “ambalajları açılmış tıbbi ecza ve kimyevi maddelerin saf olmamalarından ve iyi muhafaza edilmemelerinden eczane, ecza deposu ve laboratuvar sahipleri ve mesul müdürleri mesuldür.” düzenlemesini içermektedir.

Eczacı, iyi şartlarda muhafaza etmemiş ve ilacın ışık, ısı, nem gibi dış etkiler sonucunda bozulmasına sebep olmuşsa, ilacın son kullanma tarihi geçmemiş olsa hatta ecacı aydınlatma ve benzeri yükümlülüklere uymuş olsa da hastanın bozulmuş ilacı kullanması sonucu uğrayacağı zararlardan sorumlu olur.

Önemle belirtmek gerekir ki bozulmuş ilaçtan dolayı eczacının idari para cezasına çarptırılmış veya hapis cezasına mahkum olmuş olması tazminat sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. 

Eczacının aynı zamanda son kullanma tarihi geçmiş ilacı hastaya vermemesi, raftan kaldırması ve imha etmesi gerekir. Aksi halde eczacı 6197 sayılı Kanun gereğince idari ve cezai yaptırımlarla karşılaşabilmektedir. Ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu ve diğer kurumlar, eczanelerle yaptıkları sözleşmeleri miadı dolmuş ilaç verilmesinden kaynaklı feshedebilmektedir. 

Miadı dolmuş ilacın verilmesinden dolayı eczacının tazminat sorumluluğunun doğması, diğer sorumluluklar gibi ilacın kullanılmasından bir zararın meydana gelmiş olmasına bağlıdır. 


6. REÇETEYLE VERİLMESİ GEREKEN İLACIN REÇETESİZ VERİLMESİ 


6197 sayılı Kanun’un 24. maddesi gereğince “reçete mukabilinde verilmesi meşrut olan ilaçların reçetesiz verilmesi ve zehirli ve müessir maddelerin eczanelerde toptan satılması yasaktır.”

Bu durumda ilacın reçetesiz verilmesi hukuka aykırı olacağı için, bu ilacın kullanılmasından doğan tüm zararlardan da eczacı sorumlu olacaktır. 


7. ECZACININ İMAL ETTİĞİ İLAÇTAN DOĞAN SORUMLULUĞU


Eczacı imal edilmek üzere kendisine bırakılan reçetedeki ilacı, değiştirmeden ve özenle yapmakla yükümlüdür.

Eczacı eğer reçetede yazılandan farklı bir ilaç inat etmişse veya reçetede yazılanı kötü imal etmişse ve bunun sonucunda zarar doğmuşsa, zarardan sorumlu olacaktır.

Eczacının ilaç imalindan kaynaklanan zararan sorumluluğu, eser veya satış sözleşmesine ilişkin özel hükümlere dayandırılabileceği gibi, borcun gereği gibi ifa edilmemesine ilişkin genel hükümlere de dayandırılabilir.

Gereği gibi ifa etmeme esasına dayanılarak borca aykırılık iddası ileri sürülürse, ilacı imal eden eczacı TBK m.112 vd. gereğince kusursuzluğunu ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilir. 


8. SAHTE İLAÇTAN DOĞAN SORUMLULUK 


Sahte ilaç, etiketinde yazılı olandan farklı maddeler veya içeriğindeki maddelerin ölçülerinde farklılık olan ya da içeriğine aktif bileşenleri bulundurmayan veya sahte etiket yapıştırılmış ilaçtır.[8]

Eczacı, sahte ilaç üretmesi ve/veya satması sonucu doğacak zararlardan da sorumludur.

Özellikle TCK’nın 187. maddesine göre kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç üreten veya satan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir. Bu kimsenin tabip veya eczacı olması, cezanın artırımı sebebidir. 


Eczacıların tazminat gerektiren hukuki sorumluluğu hakkında detaylı bilgi ve hukuki yardım almak için bizimle buradan iletişime geçebilirsiniz.


Sağlıklı günler dileriz.


#ankara avukat    #tazminat hukuku   #hukuki danışmanlık



[1] Prof. Dr. Murat DOĞAN, Eczacının Tazminat Sorumluluğu, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Ocak 2012
[2] Yargıtay 2. Ceza Dairesi 15.5.2006 T. 2005/13392 E. 2006/9869 K
[3] Yargıtay Ceza Dairesi Kurulu 31.10.1988 T. 1988/9-339 E. 1988/394 K.
[4] Özel/Özcan Büyüktanır, Akılcı İlacı Kullanımda Hekimin ve Eczacının Hastayı Aydınlatma Yükümlülüğü, s.332,339 vd.; Akkanat, s.78
[5] Özel/Özcan Büyüktanır, s.340
[6] Mahmut Koca, İlaç Kullanımından Doğan Zararlardan Cezai Sorumluluk, İlaç Hukuku, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. Sağlık Hukuku Sempozyumu, 8-9 Mayıs 2009, Kayseri
[7] Prof. Dr. Murat DOĞAN, Eczacının Tazminat Sorumluluğu, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Ocak 2012; Koca, s.356
[8] Mehmet Demir, İlaç Kullanımı, Sonucunda Doğan Zararlardan İlaç Üreticisinin, Eczacının ve Hekimin Sorumluluğu, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 210, s.112